BLOG
Leke Tedavisi
Gebelik, hormonal değişiklikler, doğum kontrol hapı kullanımı, yoğun güneş maruziyeti ve bazı fotosensitiv ilaç kullanımlarına bağlı olarak yüzde özellikle yanak, alın ve burun üzerinde kahverengi-siyah lekelenmeler gelişebilir. Bu lekeler zamanla tedavi edilmediğinde daha da koyulaşır ve belirgin hale gelir. Leke tedavisinde öncelikle hastanın değerlendirilmesi ve tedavi planının belirlenmesi önemlidir. Mezoterapi, plateletten zengin plazma, kimyasal ve enzimatik peeling tedavide en başarılı yöntemlerdir. Bazen tek başına bazen kombine tedaviler uygulanabilir.
Cosmelan/Dermamelan maske tedavileri enzimatik peeling yöntemidir, oldukça etkilidir. Yüz, boyun, dekolte ve ellere uygulanabilir. Tedavi kitinin içerisinde leke açıcı maske, ev kullanımı için günlük leke kremi bulunmaktadır. İlk olarak maske hastanın yüzüne doktor tarafından uygulanır ve lekenin yoğunluğuna ve derinliğine göre değişmekle birlikte yaklaşık hastanın yüzünde 8-15 saat kalabilir. Maskenin ciltten arındırılması sonrası ilk 5-7 gün hastanın cildinde hafif bir hassasiyet ve soyulmalar olabilir. Soyulmaların tamamlanması ile birlikte ev kullanımı için olan leke kremine doktorun önerdiği şekilde başlanır. Dirençli lekelerde dahi başarılı sonuçların elde edilebildiği bir yöntemdir. Ağrısız ve iğnesiz olması, kolay uygulanabilir olması en büyük avantajıdır. Lekenin tekrar etmemesi için dikkatli güneş kremi kullanımı büyük önem taşır.
Bu sitede yer alan tüm yazılar bilgilendirme
amaçlıdır. Tanı ve tedavi için hekiminizle iletişime geçebilirsiniz.
Lazer Teknolojisi ve Lazer Prensipleri
Yıllar içinde lazer teknolojileri giderek artan bir bilinilirliğe ve popülariteye ulaştı. Lazer yöntemleri deri hastalıkları tedavilerinde ve kozmetik uygulamalarda etkin, güvenilir ve konforlu bir uygulama olması nedeni ile daha sıklıkla kullanılmaya başlandı. Dermatoloji ve Dermatokozmetolojide değişik endikasyonlarda sıklıkla tercih edilir hale geldi. Dirençli tırnak mantarı, güneş hasarına bağlı gelişen cilt leke ve tümörleri, kılcal damar tedavileri, akne ve akne izi tedavisi, leke tedavisi gibi hastalıkların tedavisinde kullanılmakla birlikte deri yenilenmesi ve kırışıklık tedavisi, gençleşme, cilt sarkmalarının azaltılması için de sık kullanılır bir yöntem halini aldı.
Lazer kelimesi ‘Light amplification by stimulated emmission of
radiations’ kelimelerinin ilk harflerinden oluşmaktadır. Uyarılmış ışıma ile
güçlendirilmiş ışık demeti anlamına gelir. Lazer cihazları belirli dalga
boylarındaki tek renk ışını üreterek tek yönlü olarak hedefe ileten optik
düzeneklerdir. Belirli bir dalga boyundaki ışının üretilip güçlendirilmesi ve
tek yönlü olarak hedefe iletilmesi lazerin çalışma temelini oluşturur. Tedavi
amacı ile kullanılabilmesi için lazer ışınının doku tarafından emilmesi yani dokunun
enerjiyi alıp ısınması gerekir.
Ürettikleri ışığın dalga boyuna göre farklı adlandırılırlar ve
farklı endikasyonlarda kullanılırlar; önemli olan lazer ışığı ile etkileşime
geçecek olan hedef kromofordur. Hedef kromofor su, hemoglobin veya melanindir.
Endikasyona göre farklı dalga boyundaki cihaz seçimi doktor tarafından yapılır.
Epilasyon lazerlerinin hedef kromoforu melanindir, alexandrite lazer (755 nm)
ve diode lazer (810/930 nm) melanini hedef alır. Nd yag lazer (1064 nm) ve KTP
(532 nm) hemoglobini hedef alır ve vasküler lezyonların tedavisinde kullanılır.
Cilt yenileme, kollajen stimülasyonu ve epidermal lezyonların tedavisinde
hedef kromoforu su olan Er-yag lazer (2940 nm) ve CO2 (10600 nm) lazer
kullanılmaktadır.
Hasta için uygulanacak olan epilasyon lazeri cihazının tercihi doktor tarafından yapılır. Hastanın cilt tipi, cilt rengi, kıl rengi ve kıl kalınlığı, bronzluk olup olmamasına göre farklı cihazlar kullanılabilir. Sıklıkla tercih edilen epilasyon lazerleri Alexandrite lazer, diode lazer ve nd yag lazerdir. Deri rengi açık renk olan ve koyu renk kıllara sahip olan kişiler en etkin sonuca ulaşırlar. Özelikle alexandrite lazerler deri tipi Fitzpatrick I-II olan hastalarda hızlı ve etkin kalıcı epilasyon sağlamaktadır. Deri tipi Fitzpatrick III-IV olan hastalarda genellikle diode lazer veya nd yag lazer tercih edilir. Özellikle yaz aylarında bronzlaşma olması durumunda diode lazer dikkatle uygulanabilir. Epilasyon lazeri uygulaması öncesi hasta doktor tarafından değerlendirilir, işleme gelmeden önce ve işlem sonrası dikkate etmesi gerekenler hastaya detaylıca anlatılır. İşlem öncesi en az 3 hafta öncesinden uygulama yapılacak alandaki kılların kökten alındığı sir, ağda, cımbız ya da epilatör cihazları ile alınmamış olması, kılların sadece boylarının kısaltılması gerekmektedir. Her uygulama seansında optimal koşullarda vücut bölgesine göre yaklaşık %10-15 oranında kalıcı kıl kaybı yaşanmaktadır. 30-45 günlük aralarla 6-8 seans uygulamalarda etkin sonuçlar alınmaktadır. Doğru cihaz seçimi ve doğru doz uygulamaları ile lazer epilasyon günümüzde kalıcı kıl kaybını sağlaması açısından önemli bir tıbbi uygulamadır.
Kılcal damar tedavilerinde de hedef kromoforu hemoglobin olan nd
yag lazer tercih edilir. Rozasea tedavisinde özellikle tercih edilen nd yag
lazerlerin tedavi edici özelliği mevcuttur. Bacaklarda oluşan varislerin
tedavisi sonrası kozmetik açıdan kötü bir görünüme sebep olan yüzeysel ince
kılcal damarların tedavisi de yapılabilir. Doğumsal bazı hemanjiyom
tedavilerinde de kullanılmaktadır.
Cilt rejuvenasyonu, ince kırışıklıkların giderilmesi, kollajen
stimülasyonunun tetiklenmesi, güneş hasarına bağlı oluşan lezyonların
tedavisinde de kromoforu su olan Er yag ya da CO2 lazerler tercih edilmektedir.
Düzenli uygulamalarda ciltte yıllar içinde oluşan solar hasarın belirgin
azaldığı ve daha dirençli hale geldiği gösterilmiştir. Seboreik keratoz,
aktinik keratoz gibi güneşe bağlı gelişen oluşumların tedavilerinde de
kullanılmaktadır.
Akne sikatrisi, yanık izleri ya da striae distanse olarak
tanımlanan kilo değişikliklerine ve bazı ilaç kullanımlarına bağlı gelişen
gerilme çizgilerinde de Er Yag veya CO2 lazerler etkindir.
Yüzde oluşan güneş lekelerinde, çillenme tedavisinde, dövme silmede de lazer tedavileri ile çok başarılı sonuçlar alınmaktadır.
Bu sitede yer alan tüm yazılar bilgilendirme
amaçlıdır. Tanı ve tedavi için hekiminizle iletişime geçebilirsiniz.
Dermatolojide Mikro İğneleme (Roller) Uygulama Tedavisi
Mikro iğneleme 1990lı yıllardan bu yana çeşitli tekniklerle uygulanmakla birlikte günümüzdeki roller cihazı 2006 yılında Fernandes tarafından geliştirilmiştir. Roller, silindirik, üzerinde yaklaşık 192-540 adet ince iğnenin bulunduğu bir tıbbi cihazdır. İğneler titanyum, altın kaplı titanyum, silikon dioksit veya çelikten meydana gelir. Çeşitli uzunluk ve kalınlıkta olabilir; genellikle 0,1-0,25 mm çapında ve 0,5-3 mm uzunlukta olurlar. Saçlı deri ve küçük alanlar için kullanılabilecek 0,12 mm çaplı, 2 mm uzunluğunda ince iğneleri olan dermastamp de bir çeşit roller olarak tanımlanır.
Mikro iğneleme kollajen oluşumunu tetikleme ve deri yüzeyine uygulanan serum ve
ilaçların penetrasyonunu arttırma amacı ile uygulanan bir tekniktir. Üzerindeki
iğnelerin cilt yüzeyine uygulanması ile mikro kanallar açılır ve bu mikro
kanallar cildimiz tarafından yara gibi algılanıp yara iyileşme süreci başlatır.
Uygulama sebebine göre farklı derinliklerde uygulama yapılır, böylece hem yara
iyileşmesi sağlanır hem de kollajen ve elastin fibrillerin sayısı ve hacimleri
artar. Düzenli seans uygulamaları ile cilt yüzeyinde yenilenme ve
iyileşme gerçekleşir. Roller uygulaması ile açılan mikrokanallardan cildin
ihtiyacına göre verilen serum, vitamin ve aminoasit gibi ilaçların emilimi ve
etkinliği de artmış olur.
UYGULAMA ALANLARI
AKNE
VE AKNE İZİ TEDAVİSİ
Ergenlik, genetik yatkınlık, cilt tipi ve yağlanma seviyesi, beslenme
alışkanlıkları, yaşam şekli ve stres nedeni ile dönem dönem kadın/erkek herkes
sivilce şikayeti yaşamaktadır. Hem sivilce hem sivilce izleri kişinin
psikososyal olarak kötü yönde etkilenmesine ve özgüven kaybına yol açar.
Doğru tedavi ve önlemler ile akne tedavisinde başarılı sonuçlar alınmakla
birlikte derin yerleşimli özellikle kistik/nodülokistik akne iz bırakarak
iyileşebilir. Oluşan akne izlerinin tedavisinde roller uygulaması ve roller
sonrası açılan mikrokanallardan verilen ilaç tedavileri ile belirgin iyileşme
sağlanması mümkündür. Düzenli seans uygulamaları ile hem aknelerin iz
bırakmadan iyileşebilmesi hem de akne izlerinde gözle görülür iyileşme
sağlanması mümkün olur.
STRIAE
DISTANSEA (ÇATLAK; GEBELİK ÇATLAĞI)
Ani kilo ve boy değişiklikleri, hamilelik, kortizon tedavisi gibi nedenlerle
özellikle göbek çevresi, meme üzeri, kol/bacak iç yüzleri ve kalçada öncelikle
pembe-mor ardından beyaz renkli olan gerilme çizgilerinin tedavisi oldukça
zordur. Roller uygulaması ve üzerine uygulanan hyaluronik asit, somon DNA ya da
kollajen ile %40-70 oranında başarılı sonuçlar alınmaktadır.
YAŞLANMA KARŞITI BAKIM
Düzenli roller uygulaması ile ciltte kollajen sentezinin arttığı, elastik
fibrillerde kalınlaşma ve artış olduğu gösterilmiştir. Roller uygulaması ile eş
zamanlı tatbik edilen serum ve kremlerin de emiliminin 200 kat arttığı
bilinmektedir.
SAÇ
DÖKÜLMESİ TEDAVİSİ
Telojen effluvium, androgenetik alopesia ve alopesia areata tedavilerinde de roller uygulanabilir. Tüm saç dökülmesine sebep olan hastalıkların etiyolojileri farklı olmakla birlikte saç dökülmesi tedavisinde sebebi ortadan kaldırdıktan sonra amaç saçlı deride kanlanmayı arttırıp kıl kökünün canlılığını geri kazandırmaktır. Roller uygulaması sonrasında uygulanan saç serumları ve vitaminlerinin emilimi daha iyi olacağından tedavi sonuçları daha başarılıdır. Hem roller uygulaması ile mikro kanallar açılır ve iyileşme süreci başlatılır hem de saç için gerekli vitaminlerin etkinliği arttırılır.
Bu sitede yer alan tüm yazılar bilgilendirme
amaçlıdır. Tanı ve tedavi için hekiminizle iletişime geçebilirsiniz.
SANAL TUR
BİZE ULAŞIN

Kültür Mah. 1389 Sok. No:9 Kat:1 D:1
Alsancak/İZMİR

+90 232 464 04 58
+90 530 068 18 92