
Yıllar içinde lazer teknolojileri giderek artan bir bilinilirliğe ve popülariteye ulaştı. Lazer yöntemleri deri hastalıkları tedavilerinde ve kozmetik uygulamalarda etkin, güvenilir ve konforlu bir uygulama olması nedeni ile daha sıklıkla kullanılmaya başlandı. Dermatoloji ve Dermatokozmetolojide değişik endikasyonlarda sıklıkla tercih edilir hale geldi. Güneş hasarına bağlı gelişen cilt leke ve tümörleri, kılcal damar tedavileri, akne ve akne izi tedavisi, leke tedavisi, dirençli tırnak mantarı gibi hastalıkların tedavisinde kullanılmakla birlikte deri yenilenmesi ve kırışıklık tedavisi, gençleşme, cilt sarkmalarının azaltılması için de sık kullanılır bir yöntem halini aldı. Lazer kelimesi ‘Light Amplification by Stimulated Emmission of Radiations’ kelimelerinin ilk harflerinden oluşmaktadır. Uyarılmış ışıma ile güçlendirilmiş ışık demeti anlamına gelir. Lazer cihazları belirli dalga boylarındaki tek renk ışını üreterek tek yönlü olarak hedefe ileten optik düzeneklerdir. Belirli bir dalga boyundaki ışının üretilip güçlendirilmesi ve tek yönlü olarak hedefe iletilmesi lazerin çalışma temelini oluşturur. Lazer ışını dokuda hedefini bulduğunda etkindir, bir başka deyişle dokuda hedefini bulamazsa istenen etki oluşmaz. Tedavi amacı ile kullanılabilmesi için lazer ışınının hedeflenen doku tarafından emilmesi yani dokunun enerjiyi alıp ısınması gerekir.
Ürettikleri ışığın dalga boyuna göre farklı adlandırılırlar ve farklı endikasyonlarda kullanılırlar; önemli olan lazer ışığı ile etkileşime geçecek olan hedef kromofordur. Hedef kromofor su, hemoglobin veya melanindir. Endikasyona göre farklı dalga boyundaki cihaz seçimi doktor tarafından yapılır.
Epilasyon lazerlerinin hedef kromoforu melanindir, alexandrite lazer (755 nm) ve diode lazer (810/930 nm) melanini hedef alır. Hasta için uygulanacak olan epilasyon lazeri cihazının tercihi doktor tarafından yapılır. Hastanın cilt tipi, cilt rengi, kıl rengi ve kıl kalınlığı, bronzluk olup olmamasına göre farklı cihazlar kullanılabilir. Sıklıkla tercih edilen epilasyon lazerleri Alexandrite lazer, diode lazer ve NdYag lazerdir.
Deri rengi açık renk olan ve koyu renk kıllara sahip olan kişiler en etkin sonuca ulaşırlar. Özelikle alexandrite lazerler deri tipi Fitzpatrick I-II olan hastalarda, yani açık tenli olanlarda hızlı ve etkin kalıcı epilasyon sağlamaktadır. Deri tipi Fitzpatrick III-IV olan hastalarda, yani buğday tenli ve esmer bireylerde genellikle diode lazer veya NdYag lazer tercih edilir. Özellikle yaz aylarında bronzlaşma olması durumunda diode lazer dikkatle uygulanabilir. Epilasyon lazeri uygulaması öncesi hasta doktor tarafından değerlendirilir, işleme gelmeden önce ve işlem sonrası dikkat edilmesi gerekenler hastaya detaylı olarak anlatılır. İşlem öncesi en az 3 hafta öncesinden uygulama yapılacak alandaki kılların kökten alındığı sir, ağda, cımbız ya da epilatör cihazları ile alınmamış olması, kılların sadece boylarının kısaltılması gerekmektedir. Her uygulama seansında optimal koşullarda vücut bölgesine göre yaklaşık %10-15 oranında kalıcı kıl kaybı yaşanmaktadır. 30-45 günlük aralarla 6-8 seans uygulamalarda etkin sonuçlar alınmaktadır. Doğru cihaz seçimi ve doğru doz uygulamaları ile lazer epilasyon günümüzde kalıcı kıl kaybını sağlaması açısından önemli bir tıbbi uygulamadır.
Kılcal damar tedavilerinde de hedef kromoforu hemoglobin olan NdYag lazer tercih edilir. Nd Yag lazer (1064 nm) hemoglobini hedef alır, bu nedenle damarsal lezyonların tedavisinde kullanılır. Rozasea tedavisinde özellikle tercih edilen NdYag lazerlerdir. Bacaklarda oluşan varislerin tedavisi sonrası kozmetik açıdan kötü bir görünüme sebep olan yüzeyel ince kılcal damarların tedavisi yapılabilir. Doğumsal bazı hemangiom tedavilerinde de kullanılmaktadır ancak hemangiomun durumuna göre esas olarak Dye lazerler kullanılır .
Cilt rejuvenasyonu (cilt yenileme), ince kırışıklıkların giderilmesi, kollajen stimülasyonunun tetiklenmesi, güneş hasarına bağlı oluşan lezyonların tedavisinde de kromoforu su olan ErYag ya da CO2 lazerler tercih edilmektedir. Düzenli uygulamalarda ciltte yıllar içinde oluşan solar hasarın belirgin azaldığı ve daha dirençli hale geldiği gösterilmiştir. Seboreik keratoz, aktinik keratoz gibi güneşe bağlı gelişen oluşumların tedavilerinde de kullanılmaktadır.
Akne sikatrisi, yanık izleri, deri çatlakları (striae distansea) olarak tanımlanan kilo değişikliklerine ve bazı ilaç kullanımlarına bağlı gelişen gerilme çizgilerinde de ErYAG veya CO2 lazerler etkindir.
Yüzde oluşan güneş lekelerinde, çillenme tedavisinde, dövme silmede ise Q Swich (Q anahtarlı) lazerler; Q SW Ruby , Q Sw NdYAG veya picosaniye lazerler ile çok başarılı sonuçlar alınmaktadır.