Göz çevresi yaşı en çok ele veren bölgedir ve yıllar içinde oluşan kırışıklıklar kozmetik açıdan dikkat çekici ve rahatsız edicidir. Mimik hareketlerinin yoğun kullanılması ve güneşe bağlı derin kırışıklıklar ve çizgilenmeler erken yaşta ortaya çıkabilir.
Sıklıkla toksin uygulamaları göz çevresi kırışıklık tedavisinde, kaz ayağı adı verilen bölgede ilk başvurulan uygulamadır. Botulinyum toksin uygulaması ile göz çevresindeki kas hareketleri geçici olarak azaltılır ve buna bağlı çizgilenmelerde azalma sağlanır. 4-6 ayda bir düzenli uygulamalar profilaktik yani çizgilerin yerleşmesini engelleyici olacaktır.
Göz çevresindeki ince çizgilenmelerde nonablatif lazerler (ErYAG, NdYAG), altın iğne olarak bilinen ‘Microneedle’ radyofrekans, saten yüz germe olarak bilinen radyofrekans, göz çevresine uygun roller ve iğneli pedlerle yapılan uygulamalar doğru zamanda ve düzenli uygulandığında iyileşme sağlar.
Uykusuzluk, gece çalışma, yoğun iş hayatı, stres ve ailesel yatkınlık nedeni ile birçok insan gözaltı morluğundan ve çöküklüğünden şikayetçidir. Kişinin daha yorgun ve sinirli görünmesine sebep olur. Özellikle göz altı morluğunda düzenli seans aralıkları ile uygulanan vitamin enjeksiyonları yüz güldürücü sonuçlar sağlamaktadır. Vitamin enjeksiyonları sayesinde kanlanma artmakta ve böylece daha aydınlık bir görünüm elde edilebilmektedir.
Göz altı çöküklerinde hyaluronik asit ile dolgu uygulamaları da sık yapılan bir uygulamadır ve yaklaşık 1 yıl etkinliği devam etmektedir. Lokal anestezi ile uygulanabilir, kısa süreli bir işlemdir. Göz altlarında oluşan çukurlaşmanın en etkin tedavisidir.
Bu tedavi yöntemlerinin devamlılığını sağlamak için nemlendiriciler, antiaging kremler ve güneşten koruyucu kremlerin düzenli kullanılması önerilir.